La Paz’a güzelleme ve Ölüm Yolu

image

28.9.2015

Merhaba La Paz. Uçakların inişe geçerken inadına yükseldiği şehir. Gece yarısı vardığımda sana, pek bir şey hissetmedim desem yalan olmaz, tek bildiğim tehlikeli olduğun. Ama dedikleri gibi tehlikede değilim tehlike benim, işte bu gazlarla vardım buralara. Yenicem seni La Paz . İşte gül şimdi sen buna; ama beni Allah utandırmasın. Tepelerde yoksulların sıvasız evleri ve aşağıda bambaşka bir hayat. Herkesin hayali aşağılara inmek mi? Çanak şeklinde şehir mi olur?  Herkes aşağılara inmenin hayalini kuradursun her gün o telefericoya binip El Alto’daki evine  çıkıp şöyle bir şehre bakmıyor mu?  Dar sokaklarında Oh be diyecekken yükseklikten nefessiz kalıyorsun da atıyorsun ağzına koka yaprağını. Hostelin terasından izlemek ne güzel güneşin batışını ve İlimani yanardağını. Ertesi günü sokağa çıktığımda aklımdaki tek manzara sokağın ortasında otobüs durağının yanında işeyen bir adam.  Burası ne biçim yer be ve dört gün geçtikten sonra  burda yaşayabilirim hissi. Bağzı şehirler bu yüzden özel 🙂 Seni sana karşı duyduğum bu karışık duygularla böyle anlatabilirim ancak.

Ölüm yolunda bisiklet süreceğim. Evdekilere söylememeyi daha uygun buldum. Her sene 200-300 kişi ölüyor yolda diyorlar, bilmiyorum doğru mu ama  evdekiler bilmeseler daha iyi bence. Şimdi  söylesem çılgınlık bu yaptığım olacak.  Hosteldekileri de ayarttım aynı turla gidiyoruz. Harika bir grup oldu doğrusu. En kötü bisiklet tabi ki bendenize düştü ya da fazla asıldım frenlere arka tekerlek kayıp duruyor arkadaş. Bu yazıyı yazdığıma göre hala hayattayım. Korkmuyor muyum? Yol üzerinde  yolda ölenlerin anısına yapılan sembolik mezar taşlarını görünce insan bir ürkmüyor değil; ancak 40 km aşağıya doğru giden bir yanı uçurum yolda  sonsuz bir ormanı seyrederken arada şelalerin altından geçerken insan büsbütün başka şeyler de düşünüyor. Yaşamak gibi..İyi ki yaşıyorum oh be gibi.. Al beni doğa ana koynuna ben de senin bir parçanım diye haykırmak ister gibi.. Bunları hissetmeden yaşamak, yaşamak mıdır ey okuyucu sorarım. Varıyoruz en aşağıya yolu doyasıya yaşadıktan sonra. Yükseklik de düşüyor haliyle. Karasal iklimden tropikal iklime geçiş. Havuz var. Üstümüzdekileri atıyoruz, havuza atlıyoruz. Hepimiz mutluyuz ve karnımızı doyuruyoruz. Söz, sohbet , muhabbet, sağ salim çıkmanın huzuru.

Akşamına arkadaşım geliyor çok güzel bir şarkı açıyor ve  başucuma bırakıyor, sırf öyle  huzurlu uyurum diye. Yol sana narin davranıyor, yol seni sarıp sarmalıyor.  Sabah uyandığımda fren tutmaktan ellerim hala acıyor. Kahvaltıya iniyorum, yanında da  koka çayım,  belki  sonra biraz da hava almaya terasa çıkarım..

image image

image

image image image image image

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir